Filmin müzikleri hali hazırda müthiş olduğundan farklı bir şey koyasım gelmedi buraya:
Aromasını bir türlü çözemediğiniz, tatlı mı acı mı, yoksa ekşi veya tuzlu mu bilemediğiniz bir şekerleme gibi denilebilir belki Slow West için. Silahların patladığı, sepya bir coğrafyada, ölüm ile yaşam arasında nüans farkları dışında pek de bir ayrıştırıcı bulunmayan bir dünyada geçiyor olsa da Slow West saf duygulardan beslenen, hatta itici gücünü tek bir duygudan alan bir film; aşk uğruna mesafe ve tehlike tanımayan genç, aristokrat bir oğlanın sevdiği kadını bulmak üzere çıktığı yolculuğu konu ediyor Slow West. Kodi Smit-Mcphee'nin, Jay karakterinin saflığıyla çok iyi uyum sağlayan bol mimikli oyunculuğu ile Micheal Fassbender'ın gizemli haydut Silas rolündeki -kendi standartlarını koruyan- performansı, bu güzel hikayenin daha da dokunaklı bir hale gelmesine katkı sağlıyor.
Çekimlerin yapıldığı Yeni Zelanda'nın filmin estetik duruşuna katkısı çok, çok büyük elbette ama ilk defa uzun metraj için yönetmen koltuğuna oturan, BAFTA ödüllü John Maclean'in ve görüntü yönetmeni Robbie Ryan'ın başarısını gözardı etmemek gerek. Panoramadan vazgeçmeyen sinematografi, insanı kendine aşık eden ama bir o kadar da düşmanca bir coğrafyada yapılan bu yolculuğu daha da destansı kılıyor. Western türünün olmazsa olmaz mizah unsurları, dönemin ölümcüllüğünü daha da ön plana çıkaran vahşet görüntüleri ile birlikte tür sineması olarak değerlendirildiğinde dahi ortaya oldukça oturaklı bir iş konulduğunu göstermeye yetiyor. Film bittikten sonraki "sayım" bölümü ise John Maclean'ın dersini ne kadar iyi çalıştığının bir göstergesi.
Tamamen özgün olduğu söylenemese de 19. yüzyıl Amerika'sını birçok farklı yönüyle, oldukça dramatik bir şekilde işleyen "Meek's Cutoff" gibi oldukça stilize ve estetik bir film Slow West. Görsel açıdan mükemmel, olgun hikayesiyle uzun süre akılda kalacak kadar güçlü ve hemen her açıdan oldukça özel bir film. Iskalamayın.
Mutlu günler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder